21 Ekim 2010 Perşembe

  
  İyi bir hikaye anlatmak istiyorum bugün. Nereden başlamalıyım henüz bilmiyorm. Kutsal kitaplardan alıntılarla mı girmeliyim, retorik sanatçılarından söylevler mi sunmalıyım, biraz goethe, biraz sartre,  biraz dante ye göndermeler mi yapmalıyım? Bunları anlatırken Dire Straits plağım binlerce kere dönse mi bilemedim.

  Zeka seviyem neredeyse bir bezelyenin ağırlığı kadarken aşık olmuştum ilk kez. Balkonda onun geçmesini beklemek benim mabedimdi. Karnede 7 zayıf, birden 10 kilo vermeceler, akrostij şiirler, akne krizi ve ergen çirkinliğiyle geçen gençlik yıllarım Parmağımda hala dev büyüklüğünde tek taşın eksikliğini hissettiğim 30 larımda annemim koca İstanbul'da birini bulamadın mı sorusunun 9. senesine girmiş bulunuyorum. Elinden tuttuğum yada uzaktan sevdiklerimin hepsi benden sonra kendilerine en iyilerini ve en doğru olan kişiyi buldularsa artık görevimin ne olduğunun bilincine varma zamanı gelmiştir diye düşümüyorum. Buyurunuz, sizindir hepsi.

  İyi bir hikaye anlatmak istiyorsan sevgili küçük garson kız, kısa ve net olanı seçeceksin;
Ben bugün elmalı ve tarçınlı turtayım, hem de mutfak penceresinin önünde soğumaya bırakılandan…