26 Ağustos 2016 Cuma


   Kalbimin parçalarına ayrılması ve sonrada durması an meselesi artık benim için. Hatırlamak kaslarımı harekete geçiren bir duygu iken kendime bir tokat atmaya karar veriyorum. 

   Aylardan Ağustos, en sevmediğim mevsimin en sevmediğim zamanlarından biri.
Bir tokat daha atıyorum akabinde. Uzun süredir boşlukta kalakalan şirazesi kaymış gözlerim kıpırdanıveriyor ve farkediyorum o esnada; kendimi bırakmakla anksiyete arasında duruyormuşum. Hayallerimle onların parçalanmış evrende eş zamanlı süzülmüş hallerini düşünerek duruyormuşum. Kollarımı boynuna dolayıp, dudaklarının ıslaklığı, göğsünün sıcaklığıyla yokluğunun arasında duruyormuşum, kime ait olduğunu bilmediğim bir şarkıyı deniz kıyısında hiç konuşmadan beraber dinlediğimizin hayaliyle koca bir sessizlik arasında duruyormuşum. Şiddetimin ve sakinliğimin ortasında duruyormuşum..

  Bir tokat daha attım kendime. Zihnimin muhtelif yerlerini harekete geçiren bir tokat daha..



Hiç yorum yok: